Saat
Nisan 2018
Ptsi | Salı | Çarş. | Perş. | Cuma | C.tesi | Paz |
---|---|---|---|---|---|---|
1 | ||||||
2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 |
9 | 10 | 11 | 12 | 13 | 14 | 15 |
16 | 17 | 18 | 19 | 20 | 21 | 22 |
23 | 24 | 25 | 26 | 27 | 28 | 29 |
30 |
En son konular
Hadis-i Şerif


Giriş yap
Kontrol Paneli
![]() Bilgiler Seçenekler İmza Avatar |
![]() Arkadaş ve Tanınmamış Üye listesi Grup |
![]() Gelen Kutusu ÖM Gönder |
![]() Gözlenmiş Konular |
Arama
Istatistikler
Toplam 2058 kayıtlı kullanıcımız varSon kaydolan kullanıcımız: emrec77
Kullanıcılarımız toplam 11789 mesaj attılar bunda 4566 konu
Problem Çözmede Efendimiz (S.A.V.)
İsLaMCoKGuZeL FoRuMLaRı :: •°¤*(¯`° İsLaM ÇoK GüZeL FoRuM °´¯)*¤°• İ S L A M :: Peygamber Efendimiz (S.A.V.)
1 sayfadaki 1 sayfası • Paylaş •
Problem Çözmede Efendimiz (S.A.V.)
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Problem Çözmede Efendimiz (S.A.V.)
Bir liderin en önemli özelliklerinden biri de problem çözücü olmasıdır Her liderin kendine göre problem çözme metodu vardır Kimileri ifritten aklıyla, kimileri baskıyla, kimileri ilmiyle, kimileri karizmatik yapısıyla, kimileri de gönüllere hitap ederek bu işi başarmışlardır Aslında bazıları için bu, bir başarıdan çok bir yıkım olmuştur Zira baskıyla bir işi hallettiğini zannedenler, yıllar sonra da olsa o baskıların ters teptiğine şahit olsalardı bunun bir çözüm olmadığını anlarlardı
Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem, problemleri çözmede hiçbir zaman baskıcı olmamış, Peygamberlik makamını kullanarak insanlara manevi bir sulta kurmamış, aksine onların aklıyla beraber kalplerini de doyurarak en aşılmaz görünen problemleri halletmiştir Her zaman şefkatle yörüngeli hareket etmiş, hak bildiği yolda sebatını ortaya koymuş ve O’nun kararlılığını görenler, er veya geç insafa gelmişlerdir Kainatın Efendisi aleyhissalatü vesselam, daima birleştirici ve uzlaştırıcı olmuş, insanların farklı yönlerini kabul etmekle beraber bunları birer kavga vesilesi yapmamış, zihinleri ortak paydalar üzerinde yoğunlaştırarak herkesin bir arada yaşamasını sağlamıştır
Bunun en çarpıcı misali Medine’de yaşanan hayattır Efendimiz Medine’yi teşrif buyurdukları sırada, burası bir cadı kazanıydı adeta Tabiri caizse insanlar birbirini yiyordu Evs ve Hazrec kabileleri, yüz yılı aşkın bir süredir sürekli savaş halindeydiler Oturdu önce onları barıştırdı Ardından bir kardeşlik anlaşması yaparak, Ensar ile Muhacirin’i bire bir kardeş ilan etti Sonra da Yahudilerle bir araya gelerek, tarihe Medine vesikası diye geçen anlaşmayı imzaladı Vakıa o zamanlar, en kalabalık nüfus, Arap müşriklerindi Sonra Yahudiler geliyordu Sonra da Müslümanlar Fakat Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem’in stratejisine ve fetanetine bakın ki, en az nüfusa sahip olmasına rağmen, bir araya getirdiği insanlara ortak bir çözüm teklifi sunuyor ve herkesi bu teklif etrafında birleştirmeyi başarıyordu Böylece kendileri hakem konumunda bulunuyor ve Medine’nin liderliğini eline almış oluyordu Yıllardır savaşlardan kavgalardan bunalmış Medine halkı da bu liderliğin gölgesinde kendini huzurlu bir hayatın içine salıveriyordu
Evet, O (sas), kızmadı, şikâyet etmedi, fıtratları reddetmedi, şer tabakadan da olsa insanların varlığını görmezlikten gelmedi, umursamazlığa girmedi Hele hele ümitsizliğe hiç yenilmedi Her zaman yapıcı oldu, olaylara müspet baktı “Neden böyle?” demedi, “böyle bir durum var, bu durumda ne yapabiliriz” diye düşündü ve bu üstün özellikleriyle O, hep bir iş bitirici oldu Hatta O, peygamberlikten evvel de böyleydi Herkesin kavganın eşiğine geldiği Hacerü’l Esved’i Kabe’nin duvarına koyma hadisesinde O (sas), yere bir bez serdirmiş, taşı onun üzerine koydurmuş ve herkesin bezin bir ucundan tutarak duvara kaldırmasını sağlamış ve sonra da kendisi bu mübarek taşı alarak yerine koymuştu Böylece, muhtemel bir kavgayı bir anda engelleyivermişti
Fakirlikten bîzâr bir sahabiyle karşılaşmıştı Evinde neyin var diye sordu? Sahabi, bir avuç hurma olduğunu söyledi Onları getirtti ve bu hurmaları kim alır diye sordu Birisi müşteri çıktı ve satın aldı Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem, adama “git ve kazandığın bu parayla ticaret yap” buyurdu Adam gitti ve bir daha da fakirlikten şikayet etmedi Problem anında halloluyordu hem de kimse incinmeden, mahcup olmadan
Korktular ve ahiretlerini mahvettiler
İki topluluk kavgaya tutuşmak üzereyken, yanlarına varıp, eski günlerini, yani cahiliye karanlığında nasıl çırpınıp durduklarını hatırlatıyor ve sonra da serfiraz oldukları imanın, tevhid anlayışının ve şu anda yaşadıkları hayatın ne büyük bir nimet olduğunu nazara veriyordu Bir anda herkes yumuşuyor, çatık kaşların altındaki gözlerden yaşlar boşanmaya başlıyordu Evet O, seslendiği kalplerin bir anda erimesine vesile oluyor, hitap ettiği akılları çabukça ikna ediyordu Belki de bu derece etkileyici olmasındandır ki, azılı düşmanları O’nunla yüz yüze görüşmek istemiyorlardı Zira, tesir altında kalmaktan korkuyorlardı Korkmasalardı, Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem onların ebedi hayatlarını karartan imansızlık problemlerini de çözecekti, fakat heyhat! İnat, zulüm, makam sevdası, bencillik buna mani oldu Dünyevi işlerini bu Büyük Fetanete çözdüren bu cahiliye liderleri, ahirete ait problemlerini çözdürmeyi düşünmüyor, düşünemiyorlardı
Uhud, sarp bir yokuştu Muvakkat bir sarsıntı yaşanmış ve canlar gırtlağa dayanmıştı Savaş bittiğinde, 70 kadar şehid ve pek çok yaralı vardı Efendimiz yaralanmış, o çok sevdiği amcası Hazreti Hamza şehid olmuş ve sahabe arasında adeta bir şok yaşanıyordu Sanki küçük çapta bir kıyamet kopmuştu İşte böyle bir anda, Efendimiz moralleri düzeltme ve tekrar motivasyonu sağlama adına, savaşa katılan herkesi düşmanı takibe davet etti Hiçbir sahabi geri kalmadan bu takibe iştirak etti Böylece bir diriliş yaşanıyor ve ümitler tazeleniyordu Bittik dendiği anda yeni bir canlılık ortaya konuyordu Takipten sonra da Allah Resulü (sas), oturup ashabıyla istişare etti ve kesinlikle geçmişin hesabını sormadı Herkese yumuşak bir üslup kullandı Zaten bir musibet yaşanmıştı Bunların ardından sağa sola kızarak musibeti ikileştirmedi O’nun bu rahatlatıcı tavrı sayesinde bir sıkıntı daha atlatılmış ve normal hayata dönülmüştü
Nasıl hareket ediyordu?
Misalleri çoğaltabiliriz Ancak, biz şimdilik Efendimiz’in problem çözerken öne çıkan bazı özelliklerini sayıp mevzuyu noktalayalım Meseleleri hallederken Peygamber Efendimiz’in (sas) şu özelliklerine şahid oluyoruz:
1-Hemen çözülmesi gereken meselelerin dışında acele etmiyordu Hacerü’l Esved örneğinde olduğu gibi, hemen çözülmesi gereken meseleler vardı Fakat Medine vesikasında olduğu gibi genelde meseleyi zamana yaymayı tercih ediyordu
2-Fıtratları göz önünde bulunduruyordu Dolayısıyla, birisi için ortaya koyduğu çözümü, bir başkası için aynen kullanmayabiliyordu İnsanların alışma payını da hesaba katıyordu
3-Kabile, aşiret ve millet duygusunu göz ardı etmiyordu Evs ve Hazrec kabilelerinin her birine savaşlarda ayrı ayrı sancak veriyordu
4-İltifatlarla insanları onure etmeyi ihmal etmiyordu
5-Her zaman yumuşaklığı tercih ediyordu Zira kızarak, olumlu bir şeyler yapılamayacağına inanıyordu
6-Meşveretin gücünden faydalanıyordu
7-Akılları ve kalpleri ikna ederek hareket ediyordu Zira, gönüllerde yer etmeyen icraatlar sürekli olamazdı
8-Kısa zamanda netice bekleme düşüncesine girmiyor, uzun vadeli iş yapıyordu
9-Çeşitli kabiliyet ve özelliklerden istifade etmeyi ihmal etmiyordu
10-Duayı kesinlikle ihmal etmiyor, her zaman Allah’ın gücüne dayanarak hareket ediyordu
Problemlerin cahiliye döneminden daha girift hale geldiği şu dönemde, O’nun sünnetine ve rehberliğine ne kadar da muhtacız!
Problem Çözmede Efendimiz (S.A.V.)
Bir liderin en önemli özelliklerinden biri de problem çözücü olmasıdır Her liderin kendine göre problem çözme metodu vardır Kimileri ifritten aklıyla, kimileri baskıyla, kimileri ilmiyle, kimileri karizmatik yapısıyla, kimileri de gönüllere hitap ederek bu işi başarmışlardır Aslında bazıları için bu, bir başarıdan çok bir yıkım olmuştur Zira baskıyla bir işi hallettiğini zannedenler, yıllar sonra da olsa o baskıların ters teptiğine şahit olsalardı bunun bir çözüm olmadığını anlarlardı
Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem, problemleri çözmede hiçbir zaman baskıcı olmamış, Peygamberlik makamını kullanarak insanlara manevi bir sulta kurmamış, aksine onların aklıyla beraber kalplerini de doyurarak en aşılmaz görünen problemleri halletmiştir Her zaman şefkatle yörüngeli hareket etmiş, hak bildiği yolda sebatını ortaya koymuş ve O’nun kararlılığını görenler, er veya geç insafa gelmişlerdir Kainatın Efendisi aleyhissalatü vesselam, daima birleştirici ve uzlaştırıcı olmuş, insanların farklı yönlerini kabul etmekle beraber bunları birer kavga vesilesi yapmamış, zihinleri ortak paydalar üzerinde yoğunlaştırarak herkesin bir arada yaşamasını sağlamıştır
Bunun en çarpıcı misali Medine’de yaşanan hayattır Efendimiz Medine’yi teşrif buyurdukları sırada, burası bir cadı kazanıydı adeta Tabiri caizse insanlar birbirini yiyordu Evs ve Hazrec kabileleri, yüz yılı aşkın bir süredir sürekli savaş halindeydiler Oturdu önce onları barıştırdı Ardından bir kardeşlik anlaşması yaparak, Ensar ile Muhacirin’i bire bir kardeş ilan etti Sonra da Yahudilerle bir araya gelerek, tarihe Medine vesikası diye geçen anlaşmayı imzaladı Vakıa o zamanlar, en kalabalık nüfus, Arap müşriklerindi Sonra Yahudiler geliyordu Sonra da Müslümanlar Fakat Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem’in stratejisine ve fetanetine bakın ki, en az nüfusa sahip olmasına rağmen, bir araya getirdiği insanlara ortak bir çözüm teklifi sunuyor ve herkesi bu teklif etrafında birleştirmeyi başarıyordu Böylece kendileri hakem konumunda bulunuyor ve Medine’nin liderliğini eline almış oluyordu Yıllardır savaşlardan kavgalardan bunalmış Medine halkı da bu liderliğin gölgesinde kendini huzurlu bir hayatın içine salıveriyordu
Evet, O (sas), kızmadı, şikâyet etmedi, fıtratları reddetmedi, şer tabakadan da olsa insanların varlığını görmezlikten gelmedi, umursamazlığa girmedi Hele hele ümitsizliğe hiç yenilmedi Her zaman yapıcı oldu, olaylara müspet baktı “Neden böyle?” demedi, “böyle bir durum var, bu durumda ne yapabiliriz” diye düşündü ve bu üstün özellikleriyle O, hep bir iş bitirici oldu Hatta O, peygamberlikten evvel de böyleydi Herkesin kavganın eşiğine geldiği Hacerü’l Esved’i Kabe’nin duvarına koyma hadisesinde O (sas), yere bir bez serdirmiş, taşı onun üzerine koydurmuş ve herkesin bezin bir ucundan tutarak duvara kaldırmasını sağlamış ve sonra da kendisi bu mübarek taşı alarak yerine koymuştu Böylece, muhtemel bir kavgayı bir anda engelleyivermişti
Fakirlikten bîzâr bir sahabiyle karşılaşmıştı Evinde neyin var diye sordu? Sahabi, bir avuç hurma olduğunu söyledi Onları getirtti ve bu hurmaları kim alır diye sordu Birisi müşteri çıktı ve satın aldı Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem, adama “git ve kazandığın bu parayla ticaret yap” buyurdu Adam gitti ve bir daha da fakirlikten şikayet etmedi Problem anında halloluyordu hem de kimse incinmeden, mahcup olmadan
Korktular ve ahiretlerini mahvettiler
İki topluluk kavgaya tutuşmak üzereyken, yanlarına varıp, eski günlerini, yani cahiliye karanlığında nasıl çırpınıp durduklarını hatırlatıyor ve sonra da serfiraz oldukları imanın, tevhid anlayışının ve şu anda yaşadıkları hayatın ne büyük bir nimet olduğunu nazara veriyordu Bir anda herkes yumuşuyor, çatık kaşların altındaki gözlerden yaşlar boşanmaya başlıyordu Evet O, seslendiği kalplerin bir anda erimesine vesile oluyor, hitap ettiği akılları çabukça ikna ediyordu Belki de bu derece etkileyici olmasındandır ki, azılı düşmanları O’nunla yüz yüze görüşmek istemiyorlardı Zira, tesir altında kalmaktan korkuyorlardı Korkmasalardı, Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem onların ebedi hayatlarını karartan imansızlık problemlerini de çözecekti, fakat heyhat! İnat, zulüm, makam sevdası, bencillik buna mani oldu Dünyevi işlerini bu Büyük Fetanete çözdüren bu cahiliye liderleri, ahirete ait problemlerini çözdürmeyi düşünmüyor, düşünemiyorlardı
Uhud, sarp bir yokuştu Muvakkat bir sarsıntı yaşanmış ve canlar gırtlağa dayanmıştı Savaş bittiğinde, 70 kadar şehid ve pek çok yaralı vardı Efendimiz yaralanmış, o çok sevdiği amcası Hazreti Hamza şehid olmuş ve sahabe arasında adeta bir şok yaşanıyordu Sanki küçük çapta bir kıyamet kopmuştu İşte böyle bir anda, Efendimiz moralleri düzeltme ve tekrar motivasyonu sağlama adına, savaşa katılan herkesi düşmanı takibe davet etti Hiçbir sahabi geri kalmadan bu takibe iştirak etti Böylece bir diriliş yaşanıyor ve ümitler tazeleniyordu Bittik dendiği anda yeni bir canlılık ortaya konuyordu Takipten sonra da Allah Resulü (sas), oturup ashabıyla istişare etti ve kesinlikle geçmişin hesabını sormadı Herkese yumuşak bir üslup kullandı Zaten bir musibet yaşanmıştı Bunların ardından sağa sola kızarak musibeti ikileştirmedi O’nun bu rahatlatıcı tavrı sayesinde bir sıkıntı daha atlatılmış ve normal hayata dönülmüştü
Nasıl hareket ediyordu?
Misalleri çoğaltabiliriz Ancak, biz şimdilik Efendimiz’in problem çözerken öne çıkan bazı özelliklerini sayıp mevzuyu noktalayalım Meseleleri hallederken Peygamber Efendimiz’in (sas) şu özelliklerine şahid oluyoruz:
1-Hemen çözülmesi gereken meselelerin dışında acele etmiyordu Hacerü’l Esved örneğinde olduğu gibi, hemen çözülmesi gereken meseleler vardı Fakat Medine vesikasında olduğu gibi genelde meseleyi zamana yaymayı tercih ediyordu
2-Fıtratları göz önünde bulunduruyordu Dolayısıyla, birisi için ortaya koyduğu çözümü, bir başkası için aynen kullanmayabiliyordu İnsanların alışma payını da hesaba katıyordu
3-Kabile, aşiret ve millet duygusunu göz ardı etmiyordu Evs ve Hazrec kabilelerinin her birine savaşlarda ayrı ayrı sancak veriyordu
4-İltifatlarla insanları onure etmeyi ihmal etmiyordu
5-Her zaman yumuşaklığı tercih ediyordu Zira kızarak, olumlu bir şeyler yapılamayacağına inanıyordu
6-Meşveretin gücünden faydalanıyordu
7-Akılları ve kalpleri ikna ederek hareket ediyordu Zira, gönüllerde yer etmeyen icraatlar sürekli olamazdı
8-Kısa zamanda netice bekleme düşüncesine girmiyor, uzun vadeli iş yapıyordu
9-Çeşitli kabiliyet ve özelliklerden istifade etmeyi ihmal etmiyordu
10-Duayı kesinlikle ihmal etmiyor, her zaman Allah’ın gücüne dayanarak hareket ediyordu
Problemlerin cahiliye döneminden daha girift hale geldiği şu dönemde, O’nun sünnetine ve rehberliğine ne kadar da muhtacız!

[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
İsLaMCoKGuZeL FoRuMLaRı :: •°¤*(¯`° İsLaM ÇoK GüZeL FoRuM °´¯)*¤°• İ S L A M :: Peygamber Efendimiz (S.A.V.)
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
» Umre benim için Hasret Demektir
» Sedat Uçan Müsaden Var mı Ya Rasulallah Müziksiz
» Hasan Dursun - Levlake
» Hasan Dursun Kokusu Gelir Müziksiz
» Hasan Dursun Bilal Gibi Müziksiz
» Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V.) Efendimiz'in Mübarek Doğum Günü "MEVLİD KANDİLİNİZ MÜBAREK OLSUN"
» Referansım Allah celle celalühü
» Medine-i Münevvere’de Ramazan’ı Yaşamak
» EY KALEM! ESER SENİN DEĞİLDİR
» MESCİD-İ NEBEVÎ'DE TANIDIK BİR İMZA
» Medine-i Münevvere'ye Gidin / Dursun Ali Erzincanlı
» diken Tohumu
» Hakka Vuslat
» Kalpteki Nurun Sebebi
» Sâlih Amelleri Yok Eden Belâ: HASET
» |❀ܓ|Kurban Bayramımız Mübarek Olsun|❀ܓ|
» Hac
» Zilhicce Ayının On gününün Önemi
» AH ŞU TATİL GÜNLERİ
» AMAN İSLAM'I BIRAKMAYIN!
» Zilhicce Ayı Orucu İle İlgili Hadis-i Şerifler
» ZİLHİCCE AYININ İLK ON GÜNÜNDE YAPILMASI FAZİLETLİ AMELLER
» Haccın Hikmetleri
» SADAKA ÖMRÜ UZATIR, BELAYI DEFEDER
» Eden Bulur.
» Bir Karga Hikayesi..
» Talep..
» Hac üzerine 🕋🥀♥
» MEKKE-İ MÜKERREMEYE GETİRİLEN İLK SU: AYN-I ZÜBEYDE
» Ana Babaya İyilik Hakkında Hikaye ve Hadis-i Şerifler♥
» Bakalım cennete ilk önce kim varır. 😊
» Ikilemeli konuşma 😊
» Tabaktaki et :)
» İnşaallah :)
» Kurban ve Bilmemiz Gerekenler
» |❀ܓ|RAMAZAN BAYRAMIMIZ MÜBAREK OLSUN|❀ܓ|
» Ya Bardak Ya Göl...
» Elveda Ey Şehri Ramazan
» Ramazan-ı Şerif Giderken
» Ramazan-ı Şerif Bayramı
» BAYRAMIN SÜNNET VE EDEPLERİ
» Ramazan nüktesi :)
» Yurdum İnsanı
» Ne Zaman Uyanır?
» Köpeğe su vermesi affına vesile oldu
» Her Koyunu Kendi Bacağından Asarlar.
» Hikmetler.
» Kalbe Dokunan Sözler...
» Kelebeğin Yüreği